Son yıllarda iç mekân tasarımında mükemmeliyetçi, kusursuz ve steril alanlardan uzaklaşıldığını fark etmişsiniz. Yerini; yaşanmışlığı olan, kişisel hikâyeler barındıran ve zamansız bir sıcaklık hissi veren evler alıyor. Bu yaklaşımın adı ise “Lived-In Look”. Yani, gerçekten yaşanmış gibi görünen ama estetik olarak bilinçli biçimde kurgulanmış mekânlar.
Lived-In Look Nedir?
“Lived-In Look”, bir evin katalogdan çıkmış gibi değil; yıllar içinde şekillenmiş, anılarla dolu ve sahibinin karakterini yansıtan bir atmosfere sahip olması. Bu stil; küçük kusurları, eskimiş yüzeyleri, farklı dönemlerden parçaları ve kişisel objeleri bir araya getirerek samimi ve gerçek bir ortam yaratmayı hedefler. Bu yaklaşımda önemli olan; “yeni” görünmek değil, anlamlı görünmek.
Hikayeli Objelerin Gücü
Bir seyahatten alınan seramik kase, anneannenizden kalan bir masa lambası ya da yıllar önce bit pazarında rastladığınız bir tablo… Hikayesi olan objeler, bir evi sadece dekore etmez; ona kimlik kazandırır.
Bu tarz objeler:
- Mekâna duygusal derinlik katar
- Ziyaretçilerle sohbet başlatır
- Ev sahibinin yaşam tarzını ve geçmişini yansıtır
Hikayeli objeleri sergilerken aşırıya kaçmamak önemli. Her şey görünür olmak zorunda değil; bazı parçalar raf aralarında, bazıları sehpa üzerinde, bazıları ise beklenmedik köşelerde yer alabilir.
Vintage Parçalarla Zamansızlık Yaratmak
Vintage mobilyalar ve aksesuarlar, “Lived-In Look”un temel taşlarından biri. Çünkü bu parçalar, zaten bir geçmişe sahip. Küçük çizikler, solmuş yüzeyler ya da patinalar bu stil için kusur değil; aksine değerdir. Vintage bir berjeri modern bir koltuk takımıyla, eski bir aynayı çağdaş bir konsolla birleştirmek; mekâna katmanlı ve doğal bir görünüm kazandırır. Önemli olan, her şeyin aynı döneme ait olması değil; birbirini dengelemesi.
Kusursuzluk Yerine Doğallık
“Lived-In” evlerde her yastık simetrik durmak zorunda değildir, her tablo tam ortalanmaz. Bir kitabın sehpa üzerinde yarım bırakılmış gibi durması, bir battaniyenin koltuğa rastgele atılması ya da sandalyelerin birebir aynı olmaması bu stilin doğasında vardır. Bu küçük düzensizlikler, eve yaşanmışlık hissi verir ve mekânı daha davetkâr kılar.
Kendi Hikâyeni Mekâna Taşımak
Lived-In Look’un en güzel yanı, kurallara bağlı olmaması. Bu stil; trendleri takip etmekten çok, kendini tanımayı gerektirir. Sevdiğiniz renkler, anılarınız, geçmişiniz ve bugün sizi mutlu eden detaylar… Hepsi bu hikâyenin bir parçası.
Ev, yalnızca yaşanan bir alan değil; kişinin kendini ifade ettiği en samimi yerdir. Hikayeli objeler ve vintage parçalarla oluşturulan kişiselleştirilmiş evler ise bunu en doğal ve en sıcak haliyle yansıtır.
